Alıntıdır
31 Mart 2008 Pazartesi
28 Mart 2008 Cuma
Bitkilerden Çay Hazırlama
Çay Hazırlamak
Haşlayarak Demleme:
Belirtilmiş oranda taze veya kurutulmuş bitki bir cam kaba veya metal olmayan bir başka kaba konur, kaynamaya başlayan su ocaktan alınır ve hazırlanmış olan bitkilerin üzerine dökülür. Taze bitkilerin demlenmesi için fazla beklemeye gerek yoktur (Birbuçuk-iki dakika yeterlidir). Çay açık renkli olmalıdır: Açık sarı veya açık yeşil. Kurutulmuş bitkilerin demlenmesi ise biraz daha uzun sürer (3-6 dakika kadar). Bu yöntemle hazırlanmış bir çay hem daha yararlıdır hem de daha güzel görünür.
Belirtilmiş oranda kök, gerekli görülen süre boyunca soğuk suda bekletildikten sonra, kısa süre kaynatılır ve 3 dakika kadar demlenmeye bırakılır. Günlük çay miktarı bir termosa konur ve gün boyunca ağır ağır yudumlayarak içilir.
Genel olarak, dolu bir çay kaşığı (yarım tatlı kaşığı) ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı (200 cc) dolusu suya yeterlidir. Değişik durumlarda ve bitkilerde, bu miktarlar reçetelere göre değişebilirler.Soğuk Suda Yumuşatma:
Bazı bitkiler (Örneğin ebegümeci, ökseotu ve eğir kökü), sıcaklığın etkisi ile şifalı güçlerini yitirebilecekleri için, kaynatılmamalı ve haşlanmamalıdır. Bu tür bitkilerden elde edilen çaylar soğuk su ile hazırlanır. Belirtilen ölçüde bitki,soğuk suda 8-12 saat süre ile bekletilir (Genellikle geceleri). Süre dolduktan sonra içilebilecek derecede ısıtılarak, önceden kaynar suyla çalkalanmış bir termosa doldurulur.
Soğuk suda bekletme ve haşlama karışımından oluşan çay türü ise, şifalı bitkilerden en iyi yararlanma biçimi olarak belirtilebilir. Bitkiler belirtilmiş su miktarının yarısının içinde gece boyunca bekletilir ve sabahleyin süzülür. Suyu süzülmüş olan bitkiler, belirli su miktarının öbür yarısı ile haşlanır (kaynatılmaz) ve yeniden süzüldükten sonra, soğuk ve sıcak çay karıştırılır. Bu yöntemle hazırlanan çaylarla, yalnızca soğuk veya sıcak suda eriyebilen maddeleri kazanabilme olanağını elde edebiliriz.
Tentür Hazırlamak
Tentürler, 35-40 derece alkol içerikli damıtılmış içkilerin veya aynı derecede etil alkol, kanyak veya elma sirkesi kullanımı ile elde edilirler. Bir şişe veya ağzı kapanabilir bir kavanoz, ince kıyılmış bitkilerle gevşekce doldurulur (Kuru bitkiler için kavanozun 1/5' i, taze bitkiler için kavanozun 2/5' i) ve üstüne etil alkol, kanyak veya elma sirkesi eklenir. Sıvı, bitkilerin üstüne çıkmalı ve kavanozun çalkalanacak kadarlık bir kısmı boş kalmalıdır. Ağzı iyice kapatılan şişe veya kavanoz, 14 gün güneşte bekletilir ve her gün 2-3 kez çalkalanır. Süre sonunda ince delikli bir süzgeç veya tülbentle birkaç kez süzülür ve bitki posasının suyu sıkılır. 1-2 gün bekledikten sonra bir kez daha süzülür ve koyu renkli şişelere aktarılır. Elde edilen bu başlangıç tentürü, serin bir ortamda saklandığında, kullanım süresi 2-3 yıl civarındadır. Tentürler, içten doğrudan veya çaya ve suya eklenerek, dıştan da kompres veya friksiyon (sürülme) biçiminde kullanılırlar.
Tentürün İnceltilerek Güçlendirilmesi:
Bazı bitki tentürlerinin kullanımında yukarıda açıklanan başlangıç tentürü tercih edilir. Ama tentürler genellikle inceltilip-güçlendirilerek kullanılr.
İnceltme-Güçlendirme Yöntemi:
1 ölçü başlangıç tentürü, 9 ölçü 30-35 derecelik etil alkol-su karışımı, kanyak veya elma sirkesi ile koyu renkli küçük bir şişede inceltilir ve iyice çalkalanır. Elde edilen tentür, desimal ölçüye göre; D1' dir ve şişenin üstüne, kullanılan bitkinin adı, tentür yapımının tarihi ve incelti derecesi (D1) bilgilerini içeren bir etiket yapıştırılır. D1 inceltisinden alınan 1 ölçü, aynen yukarıdaki gibi 9 ölçü etil alkol-su, kanyak veya elma sirkesi karışımıyla inceltilirse D2 inceltisi elde edilir. Böylece devam edilerek, kullanımı önerilen incelti derecesine ulaşılır. (D3, D4, D5, D6... gibi)
Homeopaty biliminde (tentür ile tedavi) 2 yüzyıl boyunca yapılan sürekli araştırmalar ve insan üzerinde yapılan deneylerle, hangi hastalıklara karşı hangi bitkisel, hayvansal veya mineral tentürün, hangi incelti derecesinde, hiç bir yan etki yapmadan başarılı olabileceği kesinlikle saptanmıştır. Homeopaty (Homeopathic- Homeopathie-Homöopathi) yöntemleriyle yapılacak tedavilerde, konu literatüründe yerini almış olan bu incelti derecelerine ve kullanım dozajlarına mutlaka uyulmalıdır. Bazı hastalıklara karşı çok yüksek incelti dereceleri (Örnek: D30 gibi) önerildiğinde, konunun yabancısı olan kişiler şaşkınlığa kapılabilirler, ama bu tespitler kesinlikle doğrudur çünkü tentürlerin etkinlikleri genelde inceldikçe artar!
Tentürler, kullanım miktarları göz önüne alındığında, bitki çaylarından çok daha etkilidirler. Alkol almak istemeyen veya kesin alkol yasağı altında olan kişiler için sıcak su karışımı idealdir, çünkü alkol sıcak suyun içerinde kısa bir sürede uçar ve geriye yalnızca bitkisel etken maddeler kalır. Tentürler ayrıca, tam veya yarım banyolara eklenerek de kullanılabilir.
Özsu Çıkarmak
Bitkilerin taze özsuları, damla biçiminde kullanılmaya veya hasta organları nemlendirmeye uygundur. Bu özsular, evlerde kullanılan meyva sıkma aleti ile de elde edilebilirler. Bitkilerin özsuyu her gün taze olarak sıkılabilir. Ağzı iyice kapalı küçük renkli şişelerin içinde, buzdolabında bir kaç gün saklanabilir.
Bitki Lapası
Saplar ve yapraklar, bir tahta tabla üstünde, bir bitki lapası haline gelene kadar merdane ile ezilir. Elde edilen lapa, bir keten bezin üstüne yayılarak, hasta organın üstüne yatırılır, sargı bezi ile sarılır ve sıcak tutulur. Bu lapa kompresi gece boyunca etkilemeye bırakılabilir.
Bitki-Buhar Kompresi
İçinde su kaynayan bir kabın üstüne yerleştirilen süzgecin içine taze veya kurutulmuş bitkiler konduktan sonra, süzgecin üstü kapanır. Bir süre sonra , yumuşamış olan bu sıcak bitkiler bir bezin üstüne yerleştirilerek, hasta organın üstüne yatırılır. Hepsi, bir yünlü kumaşla örtülür ve başka bezlerle sıkıca sarılır. Hasta kişi üşümemelidir.Örneğin: Atkuyruğu buğu kompresleri çok etkilidir. Buğu kompresleri, iki saat veya gece boyunca hasta organın üstünde kalabilirler.
Merhem ve Yağ Hazırlamak
İki avuç taze bitki ince kıyılır. 500 gr içyağı veya bir doğal margarin, sanki kızartma yapılacakmış gibi, bir kabın içinde kızdırılır. Bitkiler bu kızgın yağın içine atılarak karıştırılır, 1-2 dakika sonra ateş söndürülür, kabın kapağı kapatılır ve soğumaya bırakılır. Soğuduktan sonra buzdolabına koyulur. Ertesi gün, kap yine ısıtılır (kızartılmaz) ve bir tülbentten geçirilerek süzülür ve hazırlanmış olan merhem kaplarına dağıtılır.
Bitki yağı hazırlamak için, çiçekler veya yapraklar gevşek biçimde bir şişeye doldurulur ve bitkilerin iki parmak üstüne çıkacak miktarda, sızma zeytinyağı eklenir. 14 gün boyunca güneşte veya sıcak bir ortamda bekletildikten sonra tülbentten geçirilerek süzülür.
Oturma Banyosu
Tam banyo için, gerekli bitkiler geceden soğuk suya koyulur. Bir banyo için bir kova dolusu (6-8 litre) taze bitki veya 200 gr kurutulmuş bitki gereklidir. Ertesi gün bu miktar ısıtılır (kaynatılmaz) ve süzüldükten sonra banyo suyuna eklenir (küvet). Banyo süresi 20 dakikadır. Kalp ve göğüs bölgesi suyun dışında kalmalıdır. Ilık ya da sıcak su ile belirtilen sınırları aşmayacak şekilde doldurulmuş küvete bitki suyunu süzüp boşalttıktan sonra 20 dakika süreyle oturmalısınız. Bu esnada ilgili sayfalarda belirtilen bitki çayını da yudum yudum içebilirsiniz. Banyodan sonra kurulanılmaz ve durulanılmaz. Bir bornozun içinde, sıcak yatakta bir saat kadar yatarak dinlenilir.
Yarım banyo için, yarım kova (3-4 litre) taze bitki veya 100 gr kurutulmuş bitki gereklidir. Yarım banyonun hazırlanışı ve uygulanışı da aynı tam banyo gibidir. Ancak, banyo suyu böbreklerin üstüne kadar çıkmalıdır. Yarım banyo süresi de 20 dakikadır. Banyodan sonra kurulanılmaz ve bir bornozun içinde, sıcak yatakta bir saat kadar yatarak dinlenilir. İlgili sayfalardaki bitki özelliklerine uygun önerilere dikkat edilmesi gerekir.
27 Mart 2008 Perşembe
ŞİFALI BİTKİLER
ŞİFALI BİTKİLER-2
HASTALIKLAR
SAĞLIK PROPLEMLERİ
DİĞER HASTALIKLAR
BAZI BİTKİLER ve FAYDALARI
BİTKİLER-KULLANILDIĞI HASTALIKLAR:-A-B-C-Ç
BİTKİLER-KULLANILDIĞI HASTALIKLAR:-D-E-F-G-H-I-İ-K-L
BİTKİLER-KULLANILDIĞI HASTALIKLAR:-M-N-O-P-R-S-Ş-T-U-V-Y-Z
BİTKİLERDEN ÇAY HAZIRLAMA
ŞİFALI BİTKİLER İÇİN LİNKLER
HERDERDE DEVA BİTKİLER
şifalı site
Bitkievi.com
Medikalsozlük
Dermanoğlu.com.tr
Bitkiselşifa.com
Şiirci.netRüyalar.com
Sevginehri.net
Herbalistatabey.com
Bitkiselsite.net
Kevserlokmanhekim.com
Buketsermet.com
Yemektarifleri.org
Sihirliiksir.com
Diyadin.net
Biyolojidünyası.com
Şifalıbitkilerimiz.com
Anneminmutfagı.biz
Herbalistbozkurtbey.com
Saglıkplatformu.com
Hekimce.com
Yemekiçmek.com
Medikalsözlük.com
Türkpoint.com
Hanımlar.com
Bedava.dk
Eglendir.com
Maximixi.net
Şifalıbitkiler.gen.tr
Kubidik.com
Uslanmaz.com
Linkci.com
Davetci.com
Ruyalarim.net
Draligus.com
Herbalium.net
Yesilyol.net
Bitkikurdu.com
Sifalibitkiler.info
Saglıkbilgisi.gen.tr
Genetikbilimi.com
Maximumbilgi.com
Harbiden.net
Devabitki.com
Sifadogalürünler.com
Geocities.com
Bilgiçagı.net
Hayatsitesi.com
Sifalıbitkiler.nurtopu.com
Ebruli.net
Doktorherbalist.com
Multimsn.net
Biyolojidünyası.com
Komik.com
Özgıdabaharat.com
Girsene.net
Turklove.com
Minare.net
Kalbinsesi.com
Secretgates.com
Kevesr.org
Tr.wikipedia.org
Kalbiminşehri.net
Sevgiküpü.com
Haydardilek.com
Uluyol.net
Ebitki.com
Uludaglar.com
Bitkiselşifa.com
Herbil.com
Haylazlar.net
Haydi.com
50mucizebitki.com
Dermanoglu.com.tr
Beleş.org
Mekan.com
Türkmedikal.net
İdeefixe.com
Netkeyfim.com
Canım.net
Ugurer.com
Birdiyar.com
Websiteleri.gen.tr
2de1.net
Avrasyakafe.com
Komşu.net
Sohbetbol.net
Saglıkmerkez.com
Prestijforum.com
Diyetara.com
Trplatform.org
Bitkiselsite.com
Yemex.com
Netbahane.net
Dugunum.com
Saglıkrehberim.net
Realist.gen.tr
Opera.com
Demirtürk.org
Trli.net
Forum.abonem.com
Asp. seo.com
Hostelf.com
Doktormavi.com
Sitetr.com
Lezzetler.com
Kankayiz.org
Nihaterdaltutak.com
Trliyiz.biz
Aşkikiyamet.com
Esevgi.com
Delikanlim.org
Bedavaonline.net
Sesver.net
Kutukusagi.com
genetikbilimi.com
draligus.com
sifalibitkiler.info
sifali.tripod.com
sifaliotlar.com
sifalibitki.biz
tencereonline.com
bahce.biz
usars.cjb.net
gata.edu.tr
saglikbilgisi.com
bilgipasaji.com
mumessiller.com
kitapyurdu.com
kadinmagazin.com
kevserlokmanhekim.com
lokmanhekim.info
dermanoglu.com.tr
bitkisel-tedavi.com
sifalibitkiler.gen.tr
davetci.com
bitkisel.org
bitkilerle-tedavi.net
alternatif-tip.net
abone.superonline.com
hekimce.com
26 Mart 2008 Çarşamba
Hastalıklar
Ağrı,
Akdeniz Anemisi,
Alerji,
Anemi,
Baş Dönmesi,
Şeker,
Diabet,
Gastrit,
Guatr,
Hemofili,
Hepatit,
İshal,
Kabızlık,
Kalınbağırsak,
Kanser,
Karaciğer Kanseri,
Kist,
Lösemi,
Şişmanlık,
Obezite,
Romatizma,
Sindirim Sistemi,
Terleme,
Ülser
Kadın Hastalıkları (Jinekoloji)
Kadın,
Aybaşı,
Adet,
Rahim kanseri,
Bel soğukluğu,
Meme kanseri,
Menapoz,
Frengi,
Düşük,
Anne Sütü,
Doğum,
Gebelik,
Hamilelik,
Kürtaj
Çocuk Hastalıkları
Çocuk,
Akdeniz Anemisi - Talasemi,
Alerji,
Apandisit,
Astım,
Ateş,
Boğmaca,
Bronşit,
Çocuk felci,
Egzama,
Ergenlik,
Havale (Nöbet),
İdrar kaçırma,
Kabakulak,
Kızamık,
Lösemi,
Nezle,
Öksürük,
Zatürre,
Pnömoni
Kulak Burun Boğaz (KBB)
Anjin,
Bademcik iltihabı,
Boğaz ağrısı,
Burun,
Farenjit,
Gırtlak,
Horlama,
Kulak iltihabı,
Saman nezlesi,
Sinüzit,
Tükürük Bezi,
Uçuk,
Vertigo,
Baş dönmesi
Kalp Damar
Kalp,
Damar,
Aort,
Damar sertliği,
Hipertansiyon, Yüksek tansiyon,
Hipotansiyon, Düşük tansiyon,
Kalp krizi,
Kalp yetmezliği,
Taşikardi,
Çarpıntı
Enfeksiyon Hastalıkları
Enfeksiyon,
Bağışıklık,
İmmünite,
Dizanteri,
Çiçek hastalığı,
Kuşpalazı,
Difteri,
Grip,
Sarılık,
İshal,
Kabakulak,
Kuduz,
Mantar,
Şarbon,
Tenya,
Tifo,
Tetanoz,
Uyuz,
Veba,
Zona
Cerrahi
Apandisit,
Fıtık,
Gangren,
Basur,
Hemoroid,
İnce bağırsak,
Kalın bağırsak,
Karaciğer,
Mide,
Safra kesesi
Nöroloji
Ağrı,
Alzheimer,
Baş ağrısı,
Fıtık,
Beyin,
İnme, Felç,
Nevralji,
Menenjit,
Migren,
Parkinson,
Sinir Sistemi,
Vertigo,
Baş dönmesi
Dermatoloji (Deri Hastalıkları)
Akne,
Bel soğukluğu,
Deri kanseri,
Egzama,
Mantar,
Nasır,
Saç dökülmesi,
Sedef Hastalığı,
Psoriasis,
Siğil,
Sivilce,
Uçuk,
Uyuz,
Vitiligo,
Zona
Ortopedi
Artrit,
Ayak bileği,
Bacak,
Bel,
Boyun,
Fıtık,
Kalça ağrıları,
Kas,
Kemik,
Kırıklar,
Omurga,
Omuz,
Romatizma,
Siyatik,
Topuk
Üroloji (Bevliye)
Bel soğukluğu,
Böbrek taşı,
Erken boşalma,
Frengi,
İktidarsızlık,
Kısırlık,
Mesane,
Penis,
Prostat,
Testis
Göğüs Hastalıkları
Göğüs,
Akciğer kanseri,
Astım,
Boğmaca,
Bronşit,
Nefes darlığı,
Zatürre,
Pnömoni,
Tüberküloz,
Verem
Psikiyatri
Depresyon,
Hipnoz,
Fobi,
Kekemelik,
Stres,
Şizofreni,
Uyku bozukluğu,
Uykusuzluk
Göz Hastalıkları
Göz,
Astigmatlık,
Arpacık,
Daltonizm,
İris iltihabı, İritis,
Katarakt,
Kornea,
Miyop,
Retina
Ağız ve Diş Hastalıkları
Diş,
Ağız kokusu,
Diş ağrısı,
Tartar
Vüdudumuz
akciğer,
anüs,
ayak,
bacak,
bağırsak,
baş,
beyin,
bilek,
boğaz,
boyun,
burun,
dalak,
damar,
dil,
dirsek,
gırtlak,
göğüs,
göz,
ince bağırsak,
kaburga,
kalın bağırsak,
kalp,
karaciğer,
kulak,
mide,
omur,
pankreas,
parmak,
penis,
rahim,
sinüs,
tırnak,
vajina,
yemek borusu,
yutak
Sağlık Rehberi
Devlet Hastaneleri,
Üniversite Hastaneleri,
Özel Hastaneler (İstanbul),
Tedavi Merkezleri,
Doktorlar,
Sağlık Sigortası,
Tüp Bebek,
Aile Sağlığı,
Kadın,
Güzellik ve Lazer Epilasyon,
İlaç Şirketleri,
Sağlık Dernekleri
Sağlık Kitapları
Sağlıklı ve Doğal Yaşam,
Şifalı Bitkiler,
Sağlıklı Beslenme,
Zayıflama ve Diyet,
Cinsellik Eğitimi,
Hamilelik, Doğum ve Sezaryen,
Bebek Bakımı ve Anne Çocuk Sağlığı,
Çocuk Eğitimi ve Psikolojisi,
Tıp Sözlükleri
Şifalı Bitkiler
Bitkiler,
Bitki Çayları,
Meyveler,
Sebzeler,
Baharatlar
İl Trafik(plaka)Kodları
İL | PLAKA NO | İL | PLAKA NO | İL | PLAKA NO | İL | PLAKA NO |
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Amasya Ankara Antalya Artvin Aydın Balıkesir Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Edirne | 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 | Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Isparta İçel İstanbul İzmir Kars Kastamonu Kayseri Kırklareli Kırşehir Kocaeli Konya Kütahya Malatya | 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 | Manisa Kahramanmaraş Mardin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Şanlıurfa Uşak Van Yozgat | 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 | Zonguldak Aksaray Bayburt Karaman Kırıkkale Batman Şırnak Bartın Ardahan Iğdır Yalova Karabük Kilis Osmaniye Düzce | 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 |
Diğer Hastalıklar
ADELE ROMATİZMASI: Çoğunlukla, şiddetli soğuk algınlıklarından sonra görülen ve hareket etmenin zorlaşmasına neden olan bir çeşit romatizmadır. Tıp dilinde Myalgia, Fibrozit denir. Korunmak için terli çamaşırları, en kısa zamanda değiştirmek ve üşütmemek gerekir.
ADENİT: Boyundaki lenf damarlarının şişmesi sonucu meydana gelen iltihaplı şişliğe adenit denir.
AĞIZ YARALARI: Ağız yaraları, "basit" ve "derin" veya "sert kenarlı" yaralar olmak üzere iki grupta toplanabilir. Çoğunlukla, üşütme veya hazımsızlıktan kaynaklanır. Yaraların etrafı, kırmızı bir çizgi ile çevrilidir. Başlangıçta, içi su dolu kabarcıklar halindedirler. Sonradan patlayarak etrafa yayılır ve sancılı ağrılara neden olurlar. Çocuklarda; kızamık ve çiçek hastalıkları sırasında da aynı yaralar meydana gelebilir.
AĞRILI AYBAŞI HALİ: Tıp dilinde dysmenorrhoea/dismenore denilen bu hâl, özellikle aybaşı kanamasının başladığı ilk gün görülür. Bazı kimselerde, ağrılar aybaşı kanamasının başlamasından bir kaç gün önce ortaya çıkar ve kanamanın başlamasıyla kesilir. Bir kısmında da kanama başlamadan, kanama görülen günlerde ve sonraki birkaç gün içinde hissedilir. Bu çeşit ağrılara, çoğunlukla 18-24 yaşları arasındaki kadınlarda rastlanır. Ağrı, göbek altında veya bacakların üst kısmında kasılmalar şeklinde başlar. Kusma görülebilir. Yüz, sararır ve terleme artar.
ALTINI ISLATMAK: Tıp dilinde Enuresis denir. Altına ve yatağına işeyen çocuklar; genellikle anne ve babasından yeteri kadar sevgi ve ilgi görmeyen çocuklardır. Hastalık, belli bir nedenden kaynaklanmıyorsa; yapılacak iş, çocuğa ihtiyacı olan sevgiyi vermektir; ancak altını ıslatmak, herhangi bir böbrek rahatsızlığı veya şeker hastalığından da kaynaklanabilir. Bu nedenle doktora gitmek gerekir.
ANNE SÜTÜNÜN AZLIĞI: Anne sütünü artırmak için bol bol sulu gıdalar yemek, üzüntülerden sıyrılıp bir süre dinlenmek faydalıdır.
ANÜS KAŞINTISI: Anüs (şerç); yani sindirim kanalının doğru bağırsak denilen son kısmındaki çıkış deliği veya çevresinde (oturak yerinde) görülen kaşıntıların nedeni çeşitlidir. Bunlar arasında; kıl kurtları, sümüksü akıntı, basur, çatlak, ishal veya kabızlık, egzama (mayasıl), sinir bozukluğu veya yeteri kadar temizliğe dikkat edilmemesi sayılabilir.
AYAK AĞRILARI: Çoğunlukla yorgunluk, bağ yerlerinin burkulması, fazla kilo almak veya bazı hastalıklardan kaynaklanabilir. Önemli bir hastalıktan kaynaklanmayan ağrılarda yapılacak masaj ve dinlenme çok faydalı olur.
AYAK TERLEMESİ: Ayakların normalden fazla terlemesi genellikle ter bezlerinin aşırı derecede çalışmasından kaynaklanır. Diğer taraftan, kalın çorap giymek, ateşli bir hastalık veya normal vücut sıcaklığının düşmesi de ayak terlemesine neden olabilir.
AYBAŞI DÜZENSİZLİĞİ: Aybaşı kanaması normal olarak 2-7 gün sürer. Normal olarak 28 günde bir görülen aybaşı kanaması, bazı hallerde vaktinden önce veya sonra da görülebilir. Nedeni; asabi krizler, hormon dengesizliği veya bünye zayıflığı olabilir.
AYBAŞI KANAMASI AZLIĞI: Aybaşı kanının normal miktarı; sağlam kadınlarda 7-77 gram arasında değişir. Çoğunda 27-75 gram arasındadır. Ortalama miktar 50 gram kabul edilir. Aybaşı kanının yukarıda belirtilen miktarlardan az olması, çoğunlukla ruhsal durumla veya kansızlıkla ilgilidir.
AYBAŞI KANAMASININ GECİKMESİ: Normal olarak zamanı geldiği halde aybaşı kanaması başlamazsa; gebelik, kansızlık, tiroid veya karaciğer hastalıkları akla gelebilir. Ayrıca yorgunluk, sinirlilik veya adetten kesilme de düşünülebilir.
AYBAŞI KANAMASININ UZUN SÜRMESİ: Normal aybaşı kanaması 2-7 gün devam eder. Bazı kimselerde bu süre uzar. O zaman rahimde ur veya kist olduğundan, yumurtalıkların üşütülmüş olmasından, sinir veya kalp hastalığından şüphe edilir. Tedaviye geçmeden önce esas nedeni bulmak gerekir. Önemli bir durum yoksa aşağıdaki reçetelerden arzu edilen uygulanır.
AYBAŞI KANAMASI YOKLUĞU: Genç bir kız buluğ çağına geldiği halde, aybaşı görmeye başlamamışsa, aybaşı yokluğundan söz edilir. Bu durum karaciğer hastalıklarından, kansızlıktan veya tiroit bezi bozukluğundan kaynaklanabilir. Öncelikle nedeni bulmak gerekir. Normal aybaşı gören kadının da; kansızlık, karaciğer rahatsızlıkları, beslenme bozuklukları, veya tiroid bezi hastalıkları sonucu aybaşı kanamaları kesilebilir. Öte yandan aybaşı yokluğu, gebeliğin veya menopozun işareti olabilir.
BADEMCİK İLTİHABI: Bademciklerin iltihaplanmasına tıp dilinde tonsilit denir. Bademcikler şiş, kırmızı ve yeşilimtrak beyaz renkte cerahatlı görünümdedir. Yutkunma sırasında ağrı yapar. Hastada kırıklık, baş ağrısı ve vücut ağrıları vardır. Hastalık birdenbire üşütme ve ateş ile başlar. Gereği gibi tedavi edilmezse orta kulak iltihabı, böbrek iltihabı, romatizma ve kalp hastalıklarına neden olabilir.
BARSAK GAZI: Bağırsaklarda hissedilen şişkinlik, bağırsak gazından kaynaklanır. Nedeni, bağırsakları besleyen bezlerin yeteri kadar çalışmaması, yemek yerken fazla hava yutma veya sinir bozukluğudur.
BARSAK İLTİHABI: Beslenme bozuklukları, soğuk veya sıcak içecekler veya kullanılan bazı ilaçlar, hastalığın nedenleri arasındadır. Tıp dilinde kolit denir. Tedavide rejim ve istirahat esastır. Yenmemesi gerekenler : Lahana, karnıbahar, kabak, domates, yağlı et suları, yağlı et ve balıklar, konserveler, av etleri, pastırma, sucuk, salam, börek, taze ekmek, bütün baharatlar, alkol. Yenilmesinde sakınca olmayanlar : un veya sebze çorbaları, yağsız ızgara etler, yoğurt, patates püresi, pilav, beyaz peynir ve sebze yemekleri.
BARSAK KANAMASI: Önemli bir hastalığın işareti olabilir. Önce kanamanın nedenini tespit ettirmek gerekir. Kısa sürede kesilmeyen kanamalarda mutlaka doktora başvurmak gerekir.
BARSAK SOLUCANLARI: Bağırsak solucanları, insan vücudunda asalak olarak yaşarlar. Bunlara bağırsak kurtları da denir. Genellikle 5 grupta toplanırlar.
- Yuvarlak kurtlar
- Kıl kurtları
- Kamçı kurtları
- Kancalı kurtlar
- Şerit
BALGAM: Sümüksü, cerahatli veya kanlı görünüşte bir maddedir. Bronşitin işareti olabilir.
BAŞ AĞRILARI: Baş ağrıları çeşitli nedenlerden kaynaklanır.Tedavisi için ana sorunun bilinmesi gereklidir.
Bu nedenlerin bazıları şöyle sıralanabilir.
- Aşırı yemekten sonra görülen veya açlıktan kaynaklanan baş ağrıları.
- Göz, kulak veya burun hastalıklarından kaynaklanan baş ağrıları
- Ateşli hastalıkların neden olduğu baş ağrıları
- Alkol kullanmanın neden olduğu baş ağrıları
- Kafa bölgesinde meydana gelen, kırık, ezik, çatlak veya sarsıntılardan kaynaklanan baş ağrıları
- Beyin urlarının neden olduğu baş ağrıları
- Kahve tiryakilerinde kahvesizlikten doğan baş ağrıları
- Kabızlık çekenlerde görülen baş ağrıları
- Saralılarda görülen baş ağrıları
- Çikolata, sarımsak, lahana, yeşil biber, kuru yemiş yedikten sonra görülen, alerjik baş ağrıları
- Menenjit hastalığının neden olduğu baş ağrıları
- Fazla miktarda şekerli yiyecek yemekten doğan baş ağrıları
- Diş hastalıklarının neden olduğu baş ağrıları
- Fazla çalışma ve ruhi çöküntülerin neden olduğu baş ağrıları
- Beyin damarlarındaki tıkanıklıkların neden olduğu baş ağrıları gibi sayılabilir.Mutlaka muayene ile tespit edilmelidir.
BEL GEVŞEKLİĞİ: Cinsel ilişki sırasında, meninin vaktinden önce boşalmasına verilen isimdir. Halk arasında erken boşalma. Tıp dilinde ise ejakulasyon denir. Nedeni çoğunlukla ruhsaldır. Tedaviye sinirleri dinlendirmek, açık havada dolaşmak, sabah akşam ılık banyo yapmak ve hazmı kolay şeyler yemekle başlanır.
BELSOĞUKLUĞU: Tıp dilinde gonore denilen bir çeşit zührevi hastalıktır. Cinsi münasebetle bulaşır. İdrar yollarında acıma, yanma, şişlik ve akıntı ile belirir. Akıntı cerahatlıdır. Bu cerehat ellere bulaşacak ve eller de gözlere sürülecek olursa, körlüğe neden olabilir. Kadınlarda da, beyazımtırak cerahatlı akıntı, sık sık idrara gitme, idrar yaparken ağrı ve yanma ile kendini gösterir. Üreme organlarında akıntı görüldüğünde, mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Aksi halde kendisinde bel soğukluğu görülen, bu hastalığı cinsel ilişkide bulunduğu herkese bulaştırır.
BOĞAZ İLTİHABI: Tıp dilinde farenjit veya anjin adı verilen bu hastalığın nedenleri; nezle ve grip gibi ateşli hastalıklarla, havadaki zararlı maddeler, sinüzit, alkol veya sigaradır. Yapılacak ilk iş; istirahat etmektir. Mümkün olduğu kadar az konuşmak da yararlıdır.
CİNSEL SOĞUKLUK: Tam manasıyla tatmin olamayan kadının cinsel ilişkiye gereği gibi cevap vermemesine; tıp dilinde firijidite denir. Nedeni daha çok ruhsaldır.
DÖLYOLU AKINTISI: Halk arasında beyaz akıntı; tıp dilinde ise; Gleet denilir. Arasıra görülen beyaz akıntı pek önemli değildir. Çünkü üşütmek, ruhi bunalım, uzun süren bir hastalık veya yüksekçe bir yerden düşmekten kaynaklanabilir. İç çamaşırında krem rengi beyazlıkta bir leke görülür. Kuruduğu zaman kahverengiye çalan sarı bir renk alır. Önce beyaz akıntının nedenini bulmak gerekir.
ERGENLİK SİVİLCELERİ: Ergenlik yaşındakilerin yüz, omuz, sırt ve karınlarında görülürler. Siyah noktalar, beyaz benekler, kırmızı veya mor lekeler halindedirler. İçleri cerahat dolu bu sivilcelere; akne de denir. nedeni; yağ bezlerinin tıkanmış olmasıdır. Ergenlik sivilceleri kendiliğinden kaybolur. Sıkmamak, oynamamak gerekir. Tedavinin ilk şartı sabırdır. Yüzü günde 3-4 kere kükürtlü sabunla yıkamakta fayda vardır. Bu arada baharatlı yiyecekleri ve çikolatayı terketmek gerekir.
GASTRİT: Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Mide iltihabı veya mide nezlesi de denir. Hazırlayıcı nedenler : Ağır yemekler, fazla kuru veya sert yiyecekler, hamur işleri, tatlılar, acı ve baharatlı yiyecekler, alkol, fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, yemek saatlerinin düzensiz olması, çabuk çabuk ve çiğnemeden yemek, fazla ilaç kullanmak, ateşli hastalıklar, karaciğer veya safra kesesi hastalıkları, kalp hastalıkları veya romatizmadır. Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir. Belirtileri : Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk görülür. Midenin üzerine bastırlınca da ağrı hissedilir. Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar aylarında artar. Tedavisi : Perhiz ve istirahat şarttır. Hastalığı doğuran nedenler ortadan kaldırılır. Hafif yiyecekler yenir. Aspirin gibi ilçlar kullanılmaz. Yemekler, yavaş yavaş ve çok çiğnenerek yenir.
GEVŞEK PENİS: Erkeklik organının sertleşmemesi, sağlık durumunun bozukluğundan kaynaklanır. En önemli neden sinir bozukluğudur. Kendine güvenememe, yorgunluk, içki, şeker hastalığı, uyuşturucu madde alışkanlığı da diğer nedenler arasında sayılabilir. Tedavinin ilk şartı; kötü alışkanlıkları bırakmak, kendine güvenmek, temiz havada dolaşmak ve yeterince gıda almaktır.
HALSİZLİK: Bazı kimseler, aşırı yorgunluktan, çalışamamaktan, baş ağrısından, sırt ağrılarından, hazımsızlıktan veya huzursuzluktan şikayet ederler. Bu duruma tıp dilinde debilite veya asteni denir.
HAZIMSIZLIK: Sindirimin normal şekilde olmaması ve bağırsakların seyrek çalışmasına; halk arasında hazımsızlık, tıp dilinde ise dispepsi denir. Nedenleri çeşitlidir. Ağır yemekler, yemekleri gereği gibi çiğnememe, diş veya dişeti iltihapları, içki veya sigara içmek, çok miktarda çay veya kahve içmek, fazla miktarda şekerli veya unlu şeyler yemek, kansızlık, yorgunluk, sinir bozukluğu ve üzüntü hazımsızlığı doğuran nedenler arasında sayılabilir. Yemekten bir süre sonra; midede şişkinlik veya yanma hissi ortaya çıkar. Sık sık yemek ihtiyacı hissedilir. Kabızlıktan şikayet edilir. Bazı kimselerde halsizlik, uykusuzluk, unutkanlık veya çarpıntı görülür. Tedavinin ilk şartı; sıkıntı ve üzüntülerden sıyrılmaktır. Zararlı şeyler terkedilir. Et yemekleri de mümkün olduğu kadar azaltılır. Haddinden fazla yemek yenmez. Yemeklerden sonra soğuk su içilmez. Yemek aralarında acıkınca süt ile birkaç galete yenir.
HEMOFİLİ: Kanın normal sürede pıhtılaşmaması şeklinde kendini gösteren, erkeklere has bir çeşit kan hastalığıdır. Halk arasında kanama hastalığı denir. Irsi bir hastalıktır. Doktor tedavisi gerekir. Bu hastalığa tutulanların; az su içmeleri ve limon, portakal, kiraz veya ahududu yemeleri tavsiye edilir. Ayrıca vücudun herhangi bir yerinde kanamaya neden olabilecek davranışlardan da kaçınmaları gerekir.
İDRAR TUTAMAMAK: Bazı kimseler, öksürme, aksırma, gülme, ağlama, hallerinde veya heyecanlandıkları zaman idrarlarını tutamayıp kaçırırlar. Bu durum bilhassa çok doğum yapmış kadınlarda sık görülür. Nedeni ön ve arka boşaltım kanallarındaki kasların zayıflamış olmasıdır. Ayrıca böbrek veya idrar yollrındaki taş veya tümör, omuriliğin hastalanması da idrar tutamamaya neden olabilir. Küçük çocuklarda ise, bağırsak solucanları idrar kaçırmaya neden olabilir.
İŞTAHSIZLIK: Soğuk algınlığı, mide rahatsızlıkları, bağırsak hastalıkları, karaciğer hastalıkları, safra kesesi hastalıkları, böbrek veya kalp hastalıkları, kadınlarda aybaşı halleri, isteri, yorgunluk, can sıkıntısı, iştahsızlık gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Tedaviye yemekleri belirli saatlerde yemeye alışmakla başlanabilir. Üzücü ve sıkıcı olaylardan uzak durmaya çalışılır. Nedeni bulmak için doktora başvurulur.
KABIZLIK: Tuvalete hiç çıkmama veya çok seyrek çıkmaya kabızlık, peklik ya da inkıbaz denir. Tıp dilinde ise konstipasyon adı verilir. Yeterince sulu şeyler yememe, sinir bozukluğu, bağırsak tıkanıklığı, sindirim sistemi bozuklukları, hormon dengesizliği, basur, fıtık boğulması, kabızlığı doğuran nedenler arasındadır. Ayrıca günlerinin büyük bir kısmını oturarak geçirmek zorunda olanlarla, hamilelerde ve yaşlılarda görülür. Öncelikle kabızlığa neden olan hastalığı tespit etmek gerekir. Esas nedeni tespit etmeden alınacak müsil ilaçları kötü sonuçlar doğurabilir. Kabız omayı önlemek için, sebze çorbaları ve yemekleri, mercimek, ıspanak, salata, balık ve çavdar ekmeği yemek çok faydalıdır. Ayrıca erik reçeli, bal, üzüm, kayısı veya elma yemek; bol su veya şerbet içmek de yararlıdır. Müzmin kabızlıktan şikayet edenlerin de; fazla et, yumurta, peynir, beyaz ekmek, muz gibi yiyecekleri azaltmaları, kahve çay ve sigarayı en az miktara indirmeleri, alkolü bırakmaları gerekir. Kabızlığı gideren ilaçların fazla miktarda ve uzun süre kullanılması kötü sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle ilaçları kullanırken tavsiye edilen miktarları aşmamak gerekir.
KEMİK YUMUŞAMASI: Kemiklerin zamanla yumuşayıp, kırılabilir hale gelmesiyle ortaya çıkan bu hastalığa tıp dilinde osteomalasi denir. Nedeni, kalsiyum veya D vitamini eksikliğidir.
MİDE ÜLSERİ: Midenin iç yüzündeki belirli bir kısmın aşınması sonucu meydana gelen yaraya mide ülseri denir.
Sinir bozukluğu, midede asit fazlalığı, zamanında ve iyi tedavi edilmeyen gastrit, mide zafiyeti, karaciğer yetersizliği veya safra azlığı, kalp hastalıkları, sindirilmesi güç yiyeceklerin aşırı derecede kullanılması, haddinden fazla sigara, çay, kahve veya asit yapıcı meşrubat içmek, alkol kullanmak veya bazı ilaçların uzun süre kullanılması mide ülserini doğuran nedenler arasındadır.
Hastalığın başlangıcında mide ekşimesi ve ağırlık hissi vardır. Hastanın ağzına, sık sık ekşi su
gelir. Tat alma duygusu hafiflemiştir, dil paslıdır, hastanın rengi solmuştur. Karnın üst kısmına bastırılınca, acıma hissedilir. Bu belirtiler ortaya çıktıktan sonra; en kısa zamanda tedaviye geçilmezse; yemeklerden 2-3 saat sonra sırta doğru yayılan şiddetli mide ağrıları başgösterir. Baş dönmesi ve terleme de görülür. Bu devrede, kusma ile bir miktar kan da görülebilir. Bazı kimselerin büyük abdestleri katran gibi olur. Bu işaretler, ülserin ilerlemiş olduğunu gösterir.
Mide ülseri, bilhassa ilk bahar ve son bahar aylarında, çok rahatsız edici bir hal alır. Ağrı ve kanamalar artar.
Mide ülseri, başlangıcında teşhis edilip de tedaviye başlanılacak olursa, telaşlanmaya ve korkmaya gerek yoktur. Bu durumda yapılacak ilk iş, üzüntüye kapılmamak, aksine bütün üzüntülerden sıyrılmaya gayret sarfetmektir. Sonra tedaviye yardımcı olmak amacıyla aşağıdaki hususlara kesinlikle uymak gerekir.
- Tedavi süresince istirahat edin
- Yemeklerinizi, her gün belirli saatlerde yiyin
- Bağırsaklarınızın düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayın
- Sigara, çay, kahve ve alkolü bırakın
- Diş sağlığına önem verin
- Süt ve sütlü yiyecekler, yumurta, kızarmış ekmek, tereyağı, pelte ve haşlanmış balık, sebze püreleri ve patates yemeğini sofranızdan eksik etmeyin.
ROMATİZMA: Umumiyetle eklem, kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara romatizma denir. Romatizma ağrıları, vücudun her tarafında görülebilir. Halk arasında, romatizma ağrılarına yel denir. Şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme dengesizliği, mide ve bağırsak bozuklukları, çürük dişler, sinüzit, bademcik iltihapları ve yaşlılık romatizmayı hazırlayan nedenlerin başında gelir. Ayrıca, soğuk ve rutubet de çok önemli rol oynar. Romatizmalı yerlerde ağrı, yanma veya üşütme ve şişlikler görülür. Ağrı bazen dayanılmaz dereceye varır. Hareket etmekte de güçlük çekilir. Tedavi edilmezse, kalp kapağı hastalığı veya bir başka hastalığa neden olur.
3 çeşit romatizma vardır:
- Akut eklem romatizması
- Romatoid artrit
- Dejeneratif romatizma
SAÇLARIN KEPEKLENMESİ: Kafatası derisi üzerinde meydana gelen gevşek pul şeklindeki kabuklara kepek denir. Kuru ve yağlı olmak üzere iki çeşidi vardır. Yağlı sarımtırak görünüşteki kepeklenmeye, tıp dilinde sebore denir. Nedeni, derinin en üst kısmında bulunan tabakanın, ürettiği fazla parçalardır. Bunlar, çoğunlukla saçlar tarandığı zaman dökülür. Tedavinin ilk şartı; temizlik ve fazla miktarda unlu şeyler yememektir.
SARA: Bir çeşit sinir hastalığıdır. Nedeni beynin çalışmasında görülen bir anormalliktir. Tıp dilinde epilepsi denir. Grand mal ve petit mal olmak üzere iki çeşidi vardır.
- Grand Mal :
Saranın ağır şekline grand mal denir. Hasta nöbet gelmeden önce aura denilen bir devre geçirir. Bu sırada da, nöbetin geleceğini anlar. Bu devrede, kulak çınlaması, belirli bir yerde ağrı, titreme vardır. Ne olduğunu anlayamadığı bir koku hisseder. Kısa bir süre sonra da, şuurunu kaybederek yere düşer. Vücudunda kuvvetli çırpınmalar başlar. Kol ve bacakları ritmik bir şekilde kasılıp, gevşer. Ağzı köpürür, dilini ısırabilir, farkında olmadan küçük ve büyük tuvaletini koyabilir. Bir süre sonra da kasılmalar azalır, derin bir soluk alarak sakinleşir ve kendine gelir.
- Petit Mal :Saranın hafif şeklidir. Bu çeşit saralıda şuur kaybı görülür fakat, kasılma ve gevşemeler görülmez. Hatta bazen çevresindekiler kriz geçirdiğini bile anlamaz.
İlkyardım olarak, kriz geçiren hastanın yaralanmasını önleyici tedbirler alınır. Dilini ısırmaması için de temiz bir mendili top yaparak ağzına koymak faydalıdır.
SİNÜZİT: Çene, alın ve şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna açılan içleri hava dolu boşlukların, sinüslerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Had ve müzmin olmak üzere iki çeşidi vardır. Nedeni burun iltihabı, nezle, grip, alerji, burundaki şekil bozuklukları veya buruna kaçan yabancı cisimlerdir. Hastanın yüzünde zonklayıcı bir ağrı, burnunda tıkanma, akıntı ve baş ağrısıyla birlikte gelen ateş görülür.
SİYATİK: Üst bacağın arka kısmı, arka bacağın dış tarafı ve siyatik siniri boyunca yayılan ağrıya siyatik denir. Ağrı, bazen birdenbire gelir. Bazen de yavaş yavaş ilerler. Otururken, kalkarken, uzanırken hareketler zorlukla yapılır. Belkemiğinin aşağı bölgesi, hassastır. Ağrılar yürürken, öksürürken ve gerinirken daha da artar. Halk arasında sinir romatizması da denir. Nedeni, omurlar arasında kıkırdak disklerin yerinden oynaması, yani disk kayması, omurganın alt bölümünün iltihaplanmış veya zedelenmiş olması, dizkapağı iltihabı veya sinir iltihabıdır. Tedavinin ilk şartı yatak istirahatidir. Ayrıca yatak altına kalın bir tahta koymalı, iki yastıktan fazla da yastık kullanmamalıdır.
VARİS: Damarların büyümesi ve şişmesine varis denir. Çoğunlukla bacağın alt kısımlarında görülür. Nedeni ayakta fazla durmak,
şişmanlık, kan damarlarındaki kapakların düzensiz çalışması veya jartiyer kullanmaktır. Belirtileri, deri yüzeyindeki damarlar eğri,
büğrü olup şişerler. Deri rengini kaybeder. Akşam saatlerinde de ayak bilekleri şişebilir. Banyodan sonra, aybaşı halinde,
sıcak havalarda veya uzun süre ayakta kaldıktan sonra, yorgunluk, bacaklarda ağrı, karıncalanma ve dolgunluk hissedilir.
ZAYIFLIK: Vücut yeterli derecede beslenmezse, kilo kaybeder. Bu durum, bir çok müzmin hastalıklarda ve had hastalıkların hemen
hemen hepsinde görülür. Zayıflık, belirli bir hastalıktan kaynaklanıyorsa, ilk önce onu tedavi etmek gerekir.Hipertiroid sorunu
nedenlerin başında gelmektedir.Bu sorun nedeni ile metabolizma daima yüksek çalışmaktadır ve hücrelerin hızlı yakımdan dolayı
sürekli besine gereksinimi varıdır.Bu da zayıflığa neden olmaktadır.Ancak başka pek çok nedeni de vardır zayıflığın.
ZİHİN YORGUNLUĞU: Aklın geçmiş olayları, öğrenilen şeyleri saklayıp, zamanı gelince şuur üstüne çıkarıp, hatırlaması kabiliyetine
hafıza denir. Bu yeteneklerin geçici olarak kaybolmasına da zihin yorgunluğu denir.
ZONA: Göğüs veya gövdede ya da yüzde ve gözde, çoğunlukla yalnız bir tarafta olmak üzere görülen ve sinirler boyunca yakıcı
ağrılara, zona veya herpes zoster denir. Hastalık başladıktan birkaç gün sonra ağrıların olduğu yerde, bir kırmızılık ve ortasında içi
su dolu küçük kabarcıklar görülür. Bu belirtiler bir hafta kadar devam eder.
bitkiler ve şifaları
STRES ÇAYI
AÇELYA ÇAYI
BODUR OTU ÇAYI
MELİSA ÇAYI
MİGREN ÇAYI
KARABAŞ ÇAYI
MEYAN KÖKÜ ÇAYI
SİNAMEKİ ÇAYI
KEDİ OTU ÇAYI
BÖBREK ÇAYI
KARA HİNDİBA ÇAYI
MİDE ÜLSERİ ÇAYI
KETEN TOHUMU ÇAYI
KEDİ OTU ÇAYI
ÇUHA ÇİÇEĞİ ÇAYI
ATKUYRUĞU ÇAYI
REZENE ÇAYI
GÜL HATMİ ÇAYI
ŞAHTEROTU ÇAYI
KANTARON ÇAYI
EBEGÜMECİ ÇAYI
AYNISAFA ÇAYI
ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYI
BİBERİYE ÇAYI
MAYIS PAPATYASI ÇAYI
KEVSER İKSİR ÇAYI
YEŞİL ÇİN ÇAYI
Not :Bu sayfadaki bilgilerin hertürlü hak ve sorumluluğu alıntı yapılan siteye aittir
Bilgiler bu sitede sadece görüntülenmektedir.
Bitkiler-hastalıklar-m-n-o-p-r-s-ş-t-u-ü-v-y-z
Afrodizyak, balgam söktürücü, nefes darlığı ve prostat için, ayrıca şeker hastalığına karşı kullanılır.
Dahilen idrar ve solunum yolları antiseptiği olarak kullanılır.
Dahilen bronşit, verem ve belsoğukluğu gibi hastalıkların tedavisinde ve şeker hastalığına karşı kullanılmaktadır.
İdrar söktürücü ve taş düşürücüdür.
Gaz söktürücü ve antiseptik olarak bilhassa karın ağrıları için kullanılır.
Antiseptik ve uyarıcıdır. Bilhassa solunum yolu hastalıklarına karşı kullanılır.
Hafif antiseptik, ferahlatıcı, koku verici ve mide bulantılarını giderici olarak kullanılır.
Oğulotu : Folium Melissae
Yatıştırıcı, midevi, terletici ve antiseptiktir.
Antiseptik olarak haricen kullanılır.
Patlıcan : Kansızlığı giderir. Karaciger ve pankreasın düzenli çalışmasını sağlar. Kilo vermeye yardımcı olur. Böbrek yanmaları ve ağrılarını keser. Sinirleri yatıştırır. Kalp çarpıntılarını giderir. Cilt hastalıkları, şeker, mide, barsak ve karaciğer hastalıkları aşırı derecede olanlar yememelidir. Pelinotu : Herba Absinthii
Midevi, ateş düşürücü, adet getirici etkileri vardır.
Pırasa : İdrar söktürür. Mide rahatsızlığına iyi gelir. Kabızlığı giderir. Basur memeleri için faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur.
Portakal : Antioksidantlar ile dolu bir meyve. Kanseri önleyici olarak bilinen bütün maddeleri içeriyor. Ayrıca bol miktarda C vitamini içeriyor. Kilo almaya engel olur. Kandaki kolestorolü düşürür.Vucüdun C vitamini, potasyum, protein, B ve E vitaminleri ile kalp hastalıkları ve antikanserojen maddeler ile kanser riskini azaltıyor, kolestorolü düşürüyor
Midevi, gaz söktürücü ve süt artırıcıdır.
Dahilen antispazmotik, kabız, yatıştırıcı, haricen ise antiseptik ve yara iyileştiricidir.
Kalın barsağa etkili bir müshildir.
Çocukların gece işemelerinde, haricen basura ve kokulu ayak terlemelerine karşı kullanılır.
Haricen antiseptik, yara iyi edici ve anti paraziter olarak kullanılır.
Susam : Nefes darlığı ve bronşitte faydalıdır.
Dahilen müshil olarak etkilidir. Şeker hastalığına karşı da kullanılır.
İdrar artırıcı, yatıştırıcı, zayıflatıcı ve tansiyon düşürücüdür.
Sinir sistemi yatıştırıcısı, hazmı kolaylaştırıcı ve gaz söktürücüdür.
Taflan : Yapraklardan elde edilen taflan suyu öksürük dindirici olarak kullanılır.Taze meyveleriyse meyve olarak yenilmektedir. Kurutulmuş meyvelerinin tohumlarıysa şeker hastalığına karşı kullanılır.Tâze meyveleri taş düşürücü olarak da kullanılmaktadır.
Kurt düşürücü, adet söktürücü, uyuşturucu, terletici ve yatıştırıcıdır.
Zerdeçal : Curcuma longae .Midevi, gaz söktürücü ve safra artırıcıdır.
İştah açıcı, uyarıcı, idrar artırıcı, balgam ve gaz söktürücüdür.
Not :Bu sayfadaki bilgilerin hertürlü hak ve sorumluluğu alıntı yapılan siteye aittir
Bilgiler bu sitede sadece görüntülenmektedir.